Bilim adamları tarafından yapılan son araştırmalara göre, Dünya’nın toplam kütlesinin yaklaşık yüzde altısı Güneşimizin çok ötesinden geliyor. Bu yazıda bu konu hakkında konuşuyoruz.
Kaynak: https://www.iflscience.com/six-percen…
Yaklaşık iki yıl önce, Japon uzay aracı Hayabusa-2 Dünya’ya özel bir kargo teslim etti: asteroit Ryugu’da toplanan malzeme örnekleri.
Asteroitin yüzeyinden ve altından fırlatılan birkaç gram değerli toprağın analizi, gezegenimizin ve tüm Güneş Sisteminin geçmişine dair bazı yeni kavrayışları ortaya çıkardı.
Paris Globe Institute of Physics’ten Dr Marine Paquet ve Dr Frédéric Moynier liderliğindeki uluslararası bir grup, numunelerin bileşimini inceledi.
Bu ekip özellikle çinko ve bakırın izotopik imzalarıyla ilgilendi. Her kimyasal elementin çekirdeğindeki nötron sayısına bağlı olarak birden fazla versiyonu vardır. Bu, elementlerin kimyasal özelliklerini değiştirmez, ancak izotopların farklı kütlelere sahip olması nedeniyle fiziksel özelliklerini değiştirir. Ayrıca bazı izotoplar kararlı değildir; bir süre sonra kırılabilirler.
İzotopların oranı bu formdaki aletler için kimyasal bir parmak izi olur.
Asteroit ve göktaşı örneklerine gelince, bu parçalar bize sadece mevcut kompozisyonu anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu cisimlerin nasıl oluştuğunu da anlatıyor.
Asteroit Ryugu örneğinde ekip, bakır ve çinkonun izotopik imzasının Ivuna göktaşına benzer olduğunu doğruladı.
Bu, örneklerde amino asitlerin keşfi duyurulmadan önce tahmin edilmişti. Ivuna göktaşı, 16 Aralık 1938’de Tanzanya’nın üzerine düştü ve karbonlu kondrit kümesinin bir parçası olarak kaydedildi. Karbonlu kondritler olarak bilinen bu meteorlardan Dünya’da sadece dokuz tane var ve bu onları çok az yapıyor. Bu kaya modüllerinin dış Güneş Sisteminde oluştuğuna ve daha sonra hatasız olarak içe doğru göç ettiğine inanılıyor.
Ryugu, bileşimde diğer karbonlu kondritlere benzer.
Bu nedenle araştırmacılar, başka bir türün tanımaya daha iyi uyup uymayacağını merak ettiler. Çinko ve bakır oluşumu, kaya kesme türlerinin birbirinden oldukça farklı olduğu iddiasıdır ve bu nedenle bilim adamları, kondrit ilacı ile ilişkiyi doğrulayan testi yapmak için bu elementleri seçtiler. Çinko imzası, gezegenimizin tarihi için çıkarımları olan başka bir ölçüm için de kullanılabilir.
Erken Güneş Sistemi’nin bileşimi söz konusu olduğunda, Ryugu’dan gelen malzemeler bozulmamış olarak kabul edilebilir.
Güneş’e daha yakın oluşan asteroitlerden gelen meteoritler Ryugu’dan farklı bir değere sahipken, Dünya iki bölge arasında bir yerde bulunan bir yapı olarak farklı bir değere sahiptir. Bu bilgiyi kullanan araştırmacılar, Ryugu benzeri asteroitlerin Dünya kütlesinin yaklaşık yüzde altısına katkıda bulunmuş olması gerektiğini varsayıyorlar.
Bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!